ONLİNE RANDEVU
Diş ve diş eti sağlığı, yaşam kaliteniz ve estetik görünüşünüz konusunda büyük bir yere sahiptir. Diş ve ağız bakımı söz konusu olduğunda etkin bir temizlik sağlanmadığında, çeşitli sorunlar kendini göstermeye başlar. Ağız sağlığının bozulması, diş ve diş etlerinde dokusal bozuklukların oluşum göstermesi hayatınızı olumsuz yönde etkileyecek sağlık sorunlarıdır ve diş lezyonu bu negatif sağlık koşullarından sadece birisidir.
Diş lezyonu; diş kültürü olarak isimlendirilen ve içerisinde çeşitli mikropların yer aldığı kese/kesecikler şeklinde ifade edilir. Başka bir ifade ile diş kökünde oluşan kistik oluşumlar diş lezyonu olarak isimlendirilir.
Kist sözcüğü tedirgin edici bir kelime olarak algılansa da, diş lezyonu/lezyonları %99 oranında büyük bir sorunun habercisi değildir. Bu sebeple diş lezyonları sadece dişlerde olan çürük sebebiyle oluşan kesecikler olarak bilinmelidir.
Diş lezyonunun oluşum göstermesi için çeşitli faktörler bulunmaktadır. Büyük oranla dişlerde bulunan çürükler nedeniyle meydana gelen bir hastalık olarak düşünülse de, çürükler dışında başka faktörlere bağlı olarak da gelişebilir.
Diş lezyonlarının oluşmasında ki faktörler;
Diş lezyonu oluşumu için en büyük paya sahip olan etken iltihaplanmadır. Uzmanlar tarafından gerçekleştirilen araştırmalar sonucunda, diş lezyonunun oluşmasında en büyük etkenin dişin köklerinde veyahut başka belirli kısımlarında gelişen iltihaplanmalar olduğu görülmüştür. Bu bilgiler ışığında diş lezyonunda en büyük payın iltihaplanmalar olduğu söylenebilir.
Dişlerdeki lezyonlar, bazen yaşanan travmalar ve gelişen iltihaplanmalar sonucunda oluşur. Diş lezyonunu tetikleyen 3 farklı etken söz konusudur.
Diş lezyonları çoğu zaman;
Diş lezyonu için gerçekleştirilen teknik muayeneler ve diş hekiminizin uyguladığı farklı tedaviler sonucunda bu sorun tedavi edilebilir. Erken müdahale burada da önemli bir yere sahiptir. Erken müdahale sayesinde diş lezyonu oluşumu engellenebilir ve bu gibi sorunlar yaşamadan sağlıklı bir ağız ve diş yapısına kavuşulabilir.
Diş lezyonu tedavisinde ilk adım kanal tedavisi uygulamalarının gerçekleştirilmesidir. Eğer kanal tedavisi sayesinde lezyonlar küçültülebilir veyahut yok edilebilirse, tedavi başarı ile sonuçlanabilir. Fakat bazı koşullarda kanal tedavisi ile lezyonu kurutmak veyahut yok olmasını sağlamak mümkün değildir.
Kesecikler içerisinde uzun bir zamandır yer edinmiş bakteriler, diş köklerinde kendilerine yuva edinerek kanal tedavisi uygulamalarından başarılı sonuçlar alınmasına engel olur. Bu gibi durumlarda kanal tedavisi ile beraber apikal rezeksiyon uygulamaları gerçekleştirilir. Bu ikili sayesinde sorun yaşanan dişi kurtarmak mümkündür.
Diş lezyonları ön veyahut arka dişlerde oluşum gösterdiğinde mutlaka temizlenmesi gerekir. Temizlik işlemleri gerçekleşmediği takdirde, ağız ve diş yapısında istenmeyen farklı sorunların gelişmesi muhtemeldir.
